Bilgi ve İletişim Hattı 0332 265 35 43
Makaleler

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN BOZUKLUKLAR

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEBİLEN BOZUKLUKLAR

Literatüre göre öğrenme bozukluğu ile en fazla komorbit olan bozukluk dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak bulunmuştur. Çeşitli çalışmalarda öğrenme bozukluğu ve DEHB komorbiditesinin %10-60 arası olduğu ifade edilirken, bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalarda bu oranın %28-49 arasında değiştiği görülmektedir.

Okuma bozukluğu olan kızların % 24‟ü dikkat eksikliği tanı ölçütlerini karşılarken, öğrenme bozukluğu olmayanlarında bu oran %4 olarak bulunmuştur. Okuma bozukluğu olan erkeklerin hiperaktivite/impulsivite tanı ölçütlerini karşılama oranı %30, dikkat eksikliği tanı ölçütlerini karşılama oranı % 60 iken, erkek öğrenme bozukluğu olmayanlarında bu oranlar %2 ve %6 olarak bulunmuştur.

DEHB ve okuma bozukluğuna beraber rastlanılması, başka bozukluklar için de uygun bir zemin olarak yorumlanmıştır. Bunların arasında karşıt gelme bozukluğu, davranım bozukluğu ve uyum bozuklukları yer almaktadır. Bu bozukluklarla birlikteliğin en önemli sebebi DEHB ile olan birlikteliğe bağlanmaktadır.

Depresyon ve anksiyete bozukluklarının da öğrenme bozukluğuna eşlik ettiği bilinmektedir. Öğrenme güçlüğü olan çocukların benlik saygısında düşüklük gözlenmektedir. Yapılan bir çalışmada aritmetik bozukluğu olgularında anksiyete oranları %30 olarak bildirilmiştir.

Okuma bozukluğunun, iletişim bozuklukları ile de bağlantılı olduğu saptanmıştır. Bu bağlantıda erken dönemde görülen davranım bozuklukları ve ailesel faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülmektedir.

Komorbidite çalışmaları, nörolojik temelli bozuklukların sıklıkla birlikte görüldüğünü ortaya koymuştur. Bu konuda kabul edilen en yaygın görüş şudur: Gelişmekte olan beyin üzerinde özellikle hamilelik döneminde oluşan ve aksaklığa neden olan bazı etkiler söz konusudur. Beyin gelişimini etkileyen bir faktör beynin birden çok alanının da etkilenmesine neden olur. Hamilelik döneminde gerçekleşen herhangi bir nörolojik zedelenme beyin korteksini, korteks altındaki bölgeleri etkileyebilir. Beynin frontal korteks adı verilen bölgesi, bir şirketin yönetim kurulu başkanına benzetilebilir çünkü frontal korteks yönetimsel işlevleri yerine getirmektedir. Bir görevin ya da problemin değerlendirmesini yapan, üstesinden nasıl gelinebileceğini hesaplayan, gerekli aktivite ve işlemleri sıraya koyan, sürekli olarak ara karar ve düzeltmeler icra eden ve sonunda başarılı bir sonuca ulaşan beyin bölgesi burasıdır. Korteks zedelenmesi doğrudan dilsel, motor ya da düşünsel/işlemsel becerileri ile bağlantılı beyin bölgelerini ilgilendirmektedir. Burada gerçekleşebilecek herhangi bir problem bilişsel becerilerde problemlere yol açabilir. Bu nedenle öğrenme bozuklukları ile birlikte bu nörolojik rahatsızlıkların görülme sıklığı artar.

DEHB ile öğrenme bozukluğu bir arada görülmesi, DEHB ile birlikte görülen anksiyete bozukluğu, duygu durumu bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluklar ve tik bozukluklarının da öğrenme bozukluğuyla bir arada görülme olasılığı artırmaktadır.

Davranım bozukluğu teşhisi konulmuş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, bu çocukların 1/3‟ünde fark edilmemiş ya da fark edilmesine rağmen gereken tedavisi için girişimde bulunulmamış öğrenme bozuklukları olgularına rastlanılmıştır.

Özgül öğrenme bozukluğu olan çocuklarda okul fobisi, psikosomatik belirtiler, enürezis, enkoprezis, tırnak yeme gibi sorunlar sekonder olarak görülebilmektedir.

Öğrenme bozukluğu tanısı alan çocuklar genelde sosyal alanda da problemler yaşarlar, öğrenme güçlükleri sosyal beceriler geliştirmesine engel olabilir. Bu çocuklar kısa diyaloglara katılmada ya da yaşıtlarının söylediklerini anlamada zorlanabilirler. Bu durum çocukta yetersizlik duygusuna yol açabilir. Tepkilerini saldırganca ortaya koymasına davranış ve uyum problemlerine sebep olabilir.

Öğrenme bozukluğu olan çocukların uzun süreli belleklerinde genellikle bir problem yoktur. Bilgiye odaklanma ve onu bir süreliğine saklama işlevini yürüten kısa süreli belleklerinde sorun yaşayabilirler. Odaklandıkları taktirde bilgiyi kavrayabilirler ancak kısa bir süre sonra o bilgileri hatırlamakta zorlanırlar. Bu çocuklar bilgiyi uzun süreli belleğe kaydedebilmek için daha fazla tekrar yapmaya ihtiyaç duyarlar. Öğrenme bozukluğu olan çocukların görsel/işitsel kısa süreli bellek sorunları yaşamaları kuvvetle muhtemeldir.

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞUNDA KLİNİK GÖRÜNÜM

Öğrenme bozukluğu gelişimsel bir bozukluktur. Çocuğun doğumundan itibaren kendini gösterir. Okul yaşantısında edinilmiş bir bozukluk değildir.

Okul öncesi dönemde çocuklar akademik becerilere temel oluşturacak sayı, renk, kavram öğrenimi gibi birçok bilgi ve beceri edinirler. Ancak öğrenme bozukluğu riski taşıyan çocuklar çeşitli alanlarda öğrenme sorunları yaşarlar. Bu nedenle öğrenme bozukluğu okul öncesi dönemde fark edilebilir.

Ülkemizde yapılan bir çalışmada öğrenme bozukluğu tanısı almış çocukların ailelerinin sorunu fark ettiği yaş 6-9, tanının konduğu yaş 7-11 arası olarak bulunmuştur. Ailelerin bir kısmı çocuklarının okula başlamasını beklediği için, bir kısmı da nereden yardım alacağını bilmediği, bir kısmı da maddi yetersizlikler çektiği için sorunu teşhis ve tedavisinde gecikmektedir.

Hızlı İletişim
Numaranızı Bırakın,
Sizi Arayalım
Gizle