FOBİ
Fobi: Bilinçli bir şekilde korkulan objeden, aktiviteden veya durumdan kaçma sonucu ortaya çıkan irrasyonel bir korku durumudur. Kişinin yaşam içindeki işlevselliğini bozar.
Özgül fobi: Yaygınlığı sosyal fobiden fazladır. Başlangıcın pik yaşı, doğa olayları, kan, enjeksiyon ve yara tipinde 5 ila 9 yaş arasındadır. Ancak başlangıç daha sonraki yaşlarda da olabilir.
Korkulan objeler ve durumlar, özgül fobide görünüm sıklığına göre hayvanlar, yaralanma, fırtınalar, yükseklik, hastalık ve ölümdür.
FOBİNİN KAYNAĞI
Davranışsal faktörler
Watson, fobiyi klasik Pavlov tipi koşulama ile açıklamıştır. Korku verici uyaranı nötr uyaranla eşleştirdiğimizde, bir süre sonra nötr uyaran da anksiyete yaratmaya başlar. Öğrenme teorisine göre, korku verici uyaranın yarattığı anksiyete, tekrarlı koşullamalarla önlenebilir. Bir uyaran tek başına tekrarlı verildiğinde potansiyel gücü kaybedebilir ya da başka bir uyaranla tekrarlı eşleşmeler yapılabilir.
Psikanalitik Faktörler
Freud’a göre fobiler, çocukluk döneminde çözülememiş ödipal çatışmanın sonucudur. Cinsel dürtüler, ensest duygularla devam ederlen, kastrasyon kaygısıyla bastırılır. Bu da bir anksiyeteye yol açar. Burada ego yardımcı savunma düzeneklerini devreye sokar ve cinsel çatışma yön değiştirir. Objelere, durumlara karşı fobi gelişir. İçsel çatışma, sembolizasyon aracılığı ile obje veya duruma dönüştürülür.
Küçük Hans Vakası
Freud, fobi konusunu ilk olarak kendisinin Küçük Hans vakasında tartıştı. Hans, 5 yaşında ve atlardan korkan bir çocuktu. Bu vakada, Hans’ın atlara olan korkusunun kaynağını analiz eder. Bunun kaynağı, Hans’ın anne ve babasını küçük yaşlarda iken yatakta görmesi sonucu annesine duyduğu ödipal aşk ve babasına duyduğu düşmanlık duygusu sonucu korkunun babasına yönelik olduğunu ortaya koyar.
Kontur Fobik Davranış
Fobik anksiyetenin inkar mekanizması ile gizlenmesi anlamına gelir. Fobik karşıtı hareket eden şahıs, tehlikeli durumlara korkusuzca saldırır. Tehlikeli sporlara müptela olmak buna örnek verilebilir. Başka bir örnek de, çocukların oyun oynarken doktor rolüne girmesi ve oyuncak bebeklerine iğne vs yapmasıdır.
SPESİFİK BAZI FOBİLER
Akrofobi veya yükseklik korkusu
Akrofobi veya yükseklik korkusu, yaygın olan bir fobidir. Akrofobik kişiler binaların yüksek katlarında ya da tepelerin veya dağların üstünde olmaktan korkarlar. Bu tür fobik kişilerin çoğu köprülerin veya metro raylarının kenarlarına yakın olmaktan da korkarlar. Akrofobik kişilerin korkusu genellikle düşme veya ciddi biçimde yaralanma ile ilgilidir. Bazı akrofobik kişiler sapkın ve kontrol edilemeyen bir atlama dürtüsüne sahip olmaktan korkarlar ve hatta sanki bazı dış güçler onları yüksek yerlerin kenarına çekiyormuş gibi hissedebilirler.
Asansör fobisi
Asansöre binmekten korkan insanlar, klinik uygulamada sıklıkla görülür. Yüzeyde özellikle dramatik bir fobi olarak gözükmese de, bir kişinin yaşam tarzını ciddi şekilde engelleyebilir. Asansör fobisi olanlar, asansör kullanıp kullanmama gerekliliğine bağlı olarak yaşayacakları ya da çalışacakları yerler hakkında karar almaya mecbur kalırlar. Büyükşehirlerin çoğunda yüksek iş binalarının ve apartmanların ağır bastığı göz önünde bulundurulduğu zaman bu korku, bir kişinin mesleksel ve kişisel yaşamının seyrini bir anda değiştirebilir.
Kapalı yer fobisi (Klostrofobi)
Tüneller, kabinler veya diğer kapalı mekanlarda olmaktan korkan bazı insanlar yetersiz havadan dolayı boğulma endişesi duyarlar. Tünelin çökeceğinden korkabilirler. Tünelin içinden geçerken nefes darlığından şikayet edebilirler.
Uçak fobisi
Birçok insan uçak yolculuğu öncesinde ve sırasında şiddetli anksiyete gösterirler ve pahası ne olursa olsun böyle bir yolculuktan kaçabilirler. Bazıları, uçakta havasız kalacaklarından korkarlar. Diğerleri, uçağın düşüp parçalanmasından korkabilir.
Kan fobisi
Kandan, yaradan ve hastalıktan çabuk etkilenen insanlar kuvvetli fizyolojik tepkiler gösterirler. Bu kişiler, kan ve yara gördüklerinde şiddetli bir tiksinme duyar ve geri çekilme eğiliminde olurlar. Eğer gözlerini kaparlarsa, bu huzursuzluk büyük ölçüde azalır.
Agorafobi
Klinik popülasyonda en yaygın korku türlerinden biridir. Genellikle 20 yaşından sonra kendini gösterir. Bu kişiler güvenli bölgeden uzaklaştıklarında kendilerini savunmasız hssederler. Dışarıda, kalabalıkta, açık alanlarda olmak istemezler.
ÖZGÜL FOBİNİN TİPLERİ
HAYVAN TİPİ : Korkuyu hayvanlar ya da böcekler başlatmaktadır. Bu alt tip genellikle çocuklukta başlar.
DOĞAL ÇEVRE TİPİ: Korkuyu fırtına, yüksek yerler ya da su gibi doğal çevredeki nesneler başlatıyorsa. Genelde çocuklukta başlar.
KAN, ENJEKSİYON, YARA TİPİ: Genellikle tıbbi işlem yapılması, korkuyu başlatır. Bu tip ileri derecede aileseldir.
DURUMSAL TİP: Korkuyu, toplu taşıma araçlarında bulunma, tüneller, köprüler, asansörler, uçakla uçma ya da araba kullanma gibi özgül bir durum başlatır.
DİĞER TİP: Korkuyu diğer uyaranlar başlatıyorsa. Kusma, soluğun kesilmesi, çocuğun özel giysili masal kahramanlarından korkması gibi çeşitli şekillerde olabilir.
ÖZGÜL FOBİNİN TEDAVİSİ
Özgül fobide yaygın olarak kullanılan, yüzleştirme tedavisidir. Bir davranış terapisidir ve Joseph Wolpe tarafından geliştirilmiştir. Terapist, hastayı sistematik olarak duyarsızlaştırır ve fobil uyaranla yüzleşmesini sağlar.
Terapist, hastaya anksiyete ile baş etmenin çeşitli tekniklerini öğretir. Bunlar arasında rahatlama yöntemleri, solunumun kontrol edilmesi gibi davranışsal ve bilişsel teknikler kullanılabilir. Sistematik duyarsızlaştırma ve maruz bırakma gibi yöntemler kullanılabilir.
Psikanalitik yaklaşımda ise, fobinin kaynağını bulmak ve bağlantılı psikosektüel evredeki fiksasyonu bulmak, fobinin ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.