Bilgi ve İletişim Hattı 0332 265 35 43

Makaleler

SAÇ YOLMA BOZUKLUĞU (TRİKOTİLOMANİ)

Trikotilomani impuls (dürtü) kontrol bozukluğu olarak kabul edilen, kronik saç ve kıl koparma ile karakterize bir hastalıktır. Trikotilomani tanı ölçütleri; kişinin saçını tekrarlayıcı biçimde yolması ile belirgin derecede saç kaybı oluşması, kişinin saç yolma öncesinde ya da bu davranışa karşı koyma girişiminde bulunduğu sırada giderek artan bir gerginlik duyumu olması, saç yolarken haz alma, doyum bulma ya da rahatlama sağlaması olarak tanımlanmıştır Çocukluk döneminde her iki cinsiyette eşit sıklıkta izlenir. Trikotilomani genellikle ergenliğe geçiş döneminde 12- 13 yaşlarında başlar ve kadınlarda daha sık görülür. Çocuklarda tırnak yeme, parmak emme, okul sorunları ve arkadaşlarla geçinememe gibi sorunlar trikotilomaniye sıklıkla eşlik eder. Anksiyete bozukluklarında, obsesif kompulsif bozukluklarında ve depresyonda görülme sıklığı daha yüksektir. DAVRANIŞÇI TERAPİ - Danışan davranışının farkındalığını arttırma çalışmaları yapılır. Saç koparmayla ilgili hastaya günlük tutturulur. Bazen sadece danışanın kendi yaptığı kayıtlarla bağlantılı olarak bile sa�

TIRNAK YEME DAVRANIŞI

Çocukluk döneminde başlayan ve ilerleyen yaşlarda devam edebilen tırnak yeme, tırnak etini yeme, kopartma, tırnak yüzeyini dişle kazıma işlemidir. Bu davranış genellikle 3- 4 yaşından sonra görülür. Çoğu zamanda 12 yaşında sonunda sona erer. Tırnak yeme sürekli görüldüğünde bir davranış bozukluğudur. Bu davranış süreklilik gösterdiğinde, davranışın altında psikolojik sebepler yatabilmektedir.DSM IV ’e göre başka türlü adlandırılamayan dürtü bozukluğu olarak sınıflandırılır. Tırnak yeme davranışına ilişkin iki temel açıklama vardır; -Kaygı -Çevresel baskılanma ( Motor hareketleri kısıtlanmış çocuklarda bu eğilim görülebilmektedir.) TIRNAK YEME DAVRANIŞININ SEBEPLERİ - Çocuğun kendisini güvende hissetmemesi - Baskıcı, cezalandırıcı ebeveyn tutumları - Ailede başka tırnak yiyenin olması - Ev ve okul ortamındaki gerilimler - Çocuğun ihtiyacı olan güven ve sevgiyi alamaması - Çocuğun öfke, korku ve stres durumlarına maruz kalması - Üzüntü ve sıkıntı duyguları - Değersizlik ve güvensizlik duyguları - Aile içi iletişim sorunları,

ÖĞRENME BOZUKLUKLARINDA TEDAVİ

Öğrenme bozukluklarının sağaltımında ilaç tedavisi kullanılmaz, tedavi eğitimle gerçekleştirilir. Öğrenme bozukluğu olan çocuğun eğitimi, normal sınıflardaki müfredat programıyla ya da evde alınan özel derslerle gerçekleşememektedir. Öğrenme bozukluğu tanısı alan çocuklara, tanı ve değerlendirmeden elde edilen bilgiler doğrultusunda güçlü ve zayıf yönleri göz önünde bulundurularak hazırlanan bireysel eğitim programları (BEP) uygulanır. Normal sınıfta kaynaştırma eğitimi + destek eğitim en uygun yol olarak önerilmektedir. Ülkemizde öğrenme güçlüğü bulunan çocuk ve gençlerin hakları, MEB tarafından düzenlenen Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ile korunmaktadır. Ancak çocuk bu haklardan, aldığı tanıyı Rehberlik Araştırma Merkezinde eğitsel tanıya çevirdiği takdirde yararlanabilir. Bu durumda çocuk ayda 8 saat özel eğitim hizmetinden ve okulunda 12 saate kadar(ilkokul için) destek eğitim hizmetinden yararlanabilir ayrıca başarı değerlendirmesi yaşadığı zorluklar göz önünde bulundurularak yapılır. Kimi uzmanlar bu tanıya sahip çocukların özel eğitim uygulamaları açısından

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ

Okul Öncesi Dönemde Görülen Belirtiler 1. Dil Gelişimi Alanında Görülen Belirtiler: Kelimeleri doğru telaffuz etmede güçlük Kelime dağarcığının yetersiz olması ve zayıf gelişmesi Bir şey anlatırken çok zorlanma, az konuşma Zayıf kavram gelişimi (Büyük-küçük, ince-kalın, üst-alt, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları öğrenememe, karıştırma) Nesneleri adlandırmada güçlük Sözcükleri hatırlamakta güçlük Okunuşu benzer olan kelimeleri karıştırma Harf-ses ilişkisini öğrenmede güçlük 2. Motor Beceriler Alanında Görülen Belirtiler: Çizmeye veya boyamaya karşı isteksizlik Düğme ilikleyememe Makas kullanamama Çatal-kaşık kullanmada güçlük Ayakkabı bağlamayı öğrenememe Kalemi yanlış tutma Geometrik şekilleri düzgün çizememe 3. Dikkat Becerileri Alanında Görülen Belirtiler: Görsel ya da işitsel odaklanma ve ayrımlaştırma yapmayı gereken faaliyetlerde başarısızlık Aşırı hareketlilik Başladığı bir etkinliği tamamlamada güçlüki 4.Algısal Özellikler: Benzerlik-farklılık kavramlarını karıştırma Sözel yö

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN BOZUKLUKLAR

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEBİLEN BOZUKLUKLAR Literatüre göre öğrenme bozukluğu ile en fazla komorbit olan bozukluk dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak bulunmuştur. Çeşitli çalışmalarda öğrenme bozukluğu ve DEHB komorbiditesinin %10-60 arası olduğu ifade edilirken, bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalarda bu oranın %28-49 arasında değiştiği görülmektedir. Okuma bozukluğu olan kızların % 24‟ü dikkat eksikliği tanı ölçütlerini karşılarken, öğrenme bozukluğu olmayanlarında bu oran %4 olarak bulunmuştur. Okuma bozukluğu olan erkeklerin hiperaktivite/impulsivite tanı ölçütlerini karşılama oranı %30, dikkat eksikliği tanı ölçütlerini karşılama oranı % 60 iken, erkek öğrenme bozukluğu olmayanlarında bu oranlar %2 ve %6 olarak bulunmuştur. DEHB ve okuma bozukluğuna beraber rastlanılması, başka bozukluklar için de uygun bir zemin olarak yorumlanmıştır. Bunların arasında karşıt gelme bozukluğu, davranım bozukluğu ve uyum bozuklukları yer almaktadır. Bu bozukluklarla birlikteliğin en önemli sebebi DEHB ile olan birlikteliğe bağlanmaktadır. Dep

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU NEDENLERİ

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ Özel öğrenme güçlüklerine yol açan nedenler kesin olarak bilinmemektedir. Üzerinde en fazla durulan nedenler arasında beynin hatalı işlevi, çeşitli genetik ve çevresel etmenler yer almaktadır. Çevresel Nedenler Hamilelik süresince kötü bakım, çok genç ya da yaşlı anne olma, hamilelikte geçirilen enfeksiyon hastalıkları, ilaç kullanma, ışın tedavisi görme, doğum öncesi kötü beslenme, sigara ya da içki kullanma, annenin sahip olduğu diyabet gibi hastalıklar özel öğrenme güçlüğünde etkili olabilir. Ayrıca kötü doğum koşullarıyla doğum sırasında yaşanan bazı anomaliler ve doğum sonrasında yaşanan birtakım hastalıklar, yetersiz beslenme ve uğranan hasarların da özel öğrenme bozukluğuna yol açabileceği belirtilmektedir. Genetik Nedenler Genetik faktörlerin özel öğrenme güçlüğü üzerinde belirgin etkisi olduğu üzerinde görüş birliği vardır. Beyin görüntüleme çalışmaları, özel öğrenme güçlüğünün temelinde genetik beyin bozukluğu olabileceğini kanıtlar sonuçlar sunmaktadır. Ayrıca yapılan çalışmalar ebeveynlerinde öğ

ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU NEDİR?

Öğrenme, en basit haliyle yeni bilginin kazanılması durumu olarak kabul edilirse, bu süreçte bireyin zorlanması ve sonucunda ortaya çıkan sorunlara da öğrenme bozukluğu denilebilir. Amerikan Psikiyatri Birliğinin(APA 2001) tanımına göre özel öğrenme güçlüğü, zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olması durumudur. Ülkemizde en çok kabul gören tanım ise öğrenme güçlüğünü; normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip (IQ > 85), primer psişik bir hastalığı olmayan, belirgin bir beyin patolojisi olmayan, duyusal özrü olmayan, dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında önemli güçlükleri olan, sekonder olarak kendini idare etme, sosyal algılama ve etkileşim sorunları yaşayan, standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösteremeyen bireylerdeki durum olarak tanımlamıştır. (Akt. Demir,2005) Öğrenme bozuklukları DSM-5’te Nörog

ÇOCUKLARDA CİNSEL İSTİSMAR VE ETKİLERİ

Çocukta cinsel istismar yüzyıllardır bilinen bir konudur. Bununla beraber son yıllarda çocukluk cinsel istismarında bir artış söz konusudur. 1998'de Amerika Birleşik Devletleri’nde çocuk ve ergenlerin binde 1.6'sının cinsel istismara uğradığı bildirilmiştir. Başka ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda da benzer oranlardan söz edilmektedir. Ülkemizde ise Trakya Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, aile içi cinsel istismarın %1.4 oranında olduğu bulunmuştur (1996). Çocuk istismarı, karmaşık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psiko-sosyal kapsamlı ciddi bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü 1999 yılında çocuk istismarı veya çocuğa karşı kötü muameleyi; “sorumluluk, güven ve yetenek ile ilgili genel durumunda çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine ve değerine zarar verebilen, fiziksel ve/veya emosyonel kötü davranışı, ihmali, her türlü ticari çıkar için çocuğun kullanılmasını içeren davranışlar” olarak tanımlamıştır. Çocuğa yönelik kötü muamele ya da çocuk istismarı insanlık tarihi kadar eski, bir o kadar bilinen ancak ortay

CİNSEL GELİŞİM

İnsanda cinsel kimlik aşağıdaki faktörlerin bileşimi ile tayin edilir. Genetik Seks Gonodal Seks İç genital organlar Dış genital organlar Sekonder seks karakterleri Psişik seks Genetik Seks İnsanlarda 46 (23 çift) kromozom bulunur, bunun 23 tanesi anneden 23 tanesi babadan gelir. Annenin üreme hücresi olan ovumdaki (yumurta) daima X kromozomu bulunmasına karşın babanın üreme hücresi spermde X veya Y kromozomu bulunur. Annenin X kromozomu ile ; babadan gelen Y kromozomu taşıyan sperm birleşirse XX kromozomuna sahip dişi, babadan gelen Y kromozomuna sahip sperm birleşirse XY kromozomuna sahip erkek zigot oluşur. Gonodal Seks Genetik seksin kontrolü altında kadın ve erkekte ayrı ayrı üreme hücrelerini içeren gonadlar gelişir. Kromozomun yapısı XY ise testisler, XX ise over(yumurtalıklar) gelişir. İç Genital Organlar Testis ve overlerin gelişmesinden sonra bunlardan salgılanan hormonların etkisi ile iç ve dış genital organlar gelişir. Kadınlarda fallop tüpleri, uteus(rahim) ve vajenin gelişimi olur. Dış Genital Organlar Dış genita

TUVALET EĞİTİMİ

TUVALET EĞİTİMİ Her çocuk için tuvalet eğitimi farklıdır ve bu süreç çocuktan çocuğa değişir.Tuvalet eğitimi 24-36 hafta arası verilmelidir. Çok erken yaşlarda tuvalet eğitimine başlamak çocukta kızgınlık duygusunun oluşmasına, çok geç yaşta başlama çocuğun kendine güveninin azalmasına neden olabilir. Kız çocukları daha önce tuvalet eğitimi öğrenebilir.Kız çocuklarında çevre desteği etkisi ön planda iken erkeklerde fizyolojik matürasyon ön plandadır.(perlmutter 1985,brazelton ve ark. 1999)Çocuğun Fizyolojik ve psikolojik olarak bu sürece hazır olması gerekiyor.Kas gelişimini tamamlamış olması hem de zihinsel ve gelişimsel becerilerini kazanmış olması gerekmektedir. Tuvalet eğitimi için çocuğun hazır olduğunu nasıl anlarız? 1)Basit işleri yapıyorsa( iki küpü üst üste koyma,giysileri çıkarma) 2) İsteklerini konuşarak anlatabiliyorsa 3)Alt ıslattığından rahatsızlık olarak görüyorsa 4)Gün içinde iki üç saat kuru kalabiliyorsa 5)Tuvalet eğitimi için sinyaller veriyorsa?(gizli gizli köşelere eğilmesi) 6)Yürüyebiliyorsa, Çömelip kalkabiliyorsa Eğer
Hızlı İletişim
Numaranızı Bırakın,
Sizi Arayalım
Gizle